"Bizden Olsun da Nasılsa Olur": Mikro Milliyetçilik Üzerine Birkaç Söz
Bazen farkında bile olmadan başlıyor... Sofrada, okulda, maçta, sokakta. "Bizimkiler daha iyi yapar." "Zaten onlar hep öyle." "Sen nerelisin bakalım?"
"Bizden Olsun da Nasılsa Olur": Mikro Milliyetçilik Üzerine Birkaç Söz
Bazen farkında bile olmadan başlıyor...
Sofrada, okulda, maçta, sokakta.
"Bizimkiler daha iyi yapar."
"Zaten onlar hep öyle."
"Sen nerelisin bakalım?"
İşte bu, adını pek anmasak da hayatımıza sinsice sızmış bir şey: Mikro milliyetçilik.
Büyük milliyetçilikten farkı şu: Bu kez ulus değil, şehir, ilçe, köy, hatta mahalle bazında ayrışıyoruz. Ve çoğu zaman bunun farkına bile varmıyoruz.
Hepimizin İçinde Küçük Bir "Biz" Var
İtiraf edelim…
Bir yerden tanıdık birini duyunca hemen bir sıcaklık duyarız.
“Vay be, o da bizim köylüymüş!”
“Adam Ardahanlı çıktı bak!”
Bunda bir sorun yok gibi görünür. Çünkü kimliğimizle gurur duymak kötü bir şey değil. Sorun, bu gururun zamanla dışlayıcılığa, ayrımcılığa, hatta küçümsemeye dönüşmesinde.
Bir iş başvurusunda hemşehrimiz varsa "öncelik bizimkine" deriz.
Bir tartışmada "zaten onlar hep öyledir" deyip kestirip atarız.
Bize benzemeyeni hemen bir kenara koyarız.
Kültür Zenginliği mi, Ayrımcılık mı?
Elbette her yörenin kendine has güzellikleri var. Dili, yemekleri, deyimleri, hatta mizahı…
Ama bu zenginliği ötekine üstünlük kurmak için değil, birlikte gülümsemek için kullanmak gerekir.
Yoksa “bizim oranın insanı merttir ama sizin oranınkiler biraz...” diye başlayan cümleler kurmaya başlarsak, iş çığırından çıkar.
Küçülerek Büyüyemeyiz
Mikro milliyetçilik bize şunu fısıldar:
“Sadece senin gibiler iyi. Diğerleri ya eksik ya da sorunlu.”
Oysa dünya, sadece bizim gibi olanlarla yaşanacak kadar küçük değil.
Büyümek istiyorsak, kim olduğumuz kadar kim olmadığımızı da sevmeyi öğrenmeliyiz.
Peki Ne Yapmalı?
Bir sohbetin içinde memleketçilik kokusu aldıysan, bir adım geri dur.
Her hemşerinin iyi olmayabileceğini, her "bizden olmayanın" kötü olmayabileceğini unutma.
Mizahla, önyargıyı karıştırma.Ve en önemlisi, farklılıkla barış. Çünkü gerçek gelişim, tanımadığımız insanlara da hakkını teslim ettiğimizde başlar.
Bazen en büyük ayrımlar, en küçük yerde başlar.
Ve bu küçük ayrımlar, zamanla koca duvarlara dönüşür.
Ama o duvarları yine biz yıkabiliriz.
Kendimize şu soruyu sorarak başlayalım"Ben kimim?" değil,
"Ben kime nasıl davranıyorum?"
YAZAR : GÜNEŞTEN ÖNCE